Merhaba,
Ameliyat olanlar arasında, kilo verme konusunda yüksek motivasyona sahip insanların, sağlıklı kilolarına ulaştıktan sonra bile, aynı diyet yapar gibi haşlanmış sebze, ızgara tavuk, az soslu salata gibi klişe "diyet tabakları"nı tüketmeye devam ettiklerini görüyorum. Kimseyi eleştirmiyorum ama hayat boyu bu şekilde beslenmek gerekliymiş gibi bir anlayışı kendim için doğru bulmuyorum. Ben zaten hayatım boyunca bu şekilde beslenebilecek olsam ameliyat olmazdım. Bu şekilde devam ettirilmesi mümkün olmayan bir beslenme şeklini benimsemek ne kadar gerçekçi? Haşlama sebzeyle, zevksiz tabaklarla bir ömür geçer mi? Ben canımın çektiği anda gidip meyve yemek istiyorum. Zaten yemekleri böyle yasaklaya yasaklaya, beynimizde yılların "profesyonel diyetçi"liğinin verdiği telkinlerle, o yasaklar bir anda canımıza tak edip tıkınırcasına yemeye sebep oluyor.
Yanlış anlaşılmasın, ben sağlıklı olan kiloya ulaşana kadar verilen tavsiyelerden hiçbirinin dışına çıkmadım. Ekmek, makarna, tatlılar, hamur işleri... Bunların hiçbirini tüketmedim ve sporumu hiç aksatmadım. Zaten yaptığım diyetlerde de hep çok "başarılı" olup, diyeti bıraktığım anda verdiğimin çok daha fazlasını alırdım. Ama artık korumaya, yani hayat boyu sürdürülecek alışkanlıklar edinme aşamasına geçince, hangi yolun sürdürülebilir olduğuyla ilgili epey düşündüm ve kendimi kısıtlamayı artık bıraktım. Aslında şu anda da çoğu insana göre oldukça sağlıklı besleniyorum. Abur cubur veya herhangi bir tatlıyı ameliyat olduğumdan beri hiç yemedim. Yine ilk tercihim hep protein oluyor, lifli gıdaları ve yer kalırsa karbonhidratları tüketiyorum. Ama gerçekten de zevk alacağım tabaklar yiyorum. Yediğim azıcık porsiyon hem kaliteli oluyor hem de diyetteymişim gibi hissettirmiyor. Canım etin yanında makarna istiyorsa biraz da makarna yiyorum ve bunun için suçluluk hissetmiyorum. Hiç tatlı yemememin sebebi, hem canımın çekmemesi hem de "eğer başlarsam belki kendimi durduramam" diye düşünmem. Hayatım boyunca "yasak" olarak bildiğim bir şeyi bir anda kendime serbest olarak tanıtmaktan korkuyorum. Ama yavaş yavaş hayatıma soktuğum bazı yiyecekler, zaten izinli olduğum için artık benim için bir zaaf olmaktan çıktılar ve onlara bakışım bir ıspanak yemeğine bakışımdan çok da farklı değil artık. O yüzden bir çatal almam, tadına bakmam beni fazlasıyla tatmin ediyor.
Özetle, koruma dönemine geçildiğinde, sürdürülebilir bir hayat tarzının nasıl mümkün olduğunu iyice düşünmek gerekiyor bence. Tabii bu herkes için aynı değildir. Belki de bazıları ızgara tavuk ve salatayla mutludur. Belki de benim de stratejim, düzenim ileride değişecek. Ama şu an hem beni mutlu eden, hem de sağlığımı koruyabileceğim düzen bu şekilde. İleride neler olacağını zaman gösterecek🙂